Özel Hastane Yanlış Kanser Teşhisi Koydu

Bir babanın engelli kızı için haklı mücadelesi; % 91 oranında engeli olan 13 yaşındaki Didem Büdüş Ankara’da düzenli şekilde tedavi ve bakım süreci içerisinde bulunuyordu. Her ay düzenli olarak takip süreci içerisindeyken aile Didem’in boğazında meydana gelen şişlikten endişe ederek onu yine Ankara’da bulunan Özel bir hastaneye götürdü. Hastanede yapılan testler neticesinde çıkan sonuç Didem’in […]
Gündem - 3 Ağustos 2018 15:01

Bir babanın engelli kızı için haklı mücadelesi;

% 91 oranında engeli olan 13 yaşındaki Didem Büdüş Ankara’da düzenli şekilde tedavi ve bakım süreci içerisinde bulunuyordu. Her ay düzenli olarak takip süreci içerisindeyken aile Didem’in boğazında meydana gelen şişlikten endişe ederek onu yine Ankara’da bulunan Özel bir hastaneye götürdü. Hastanede yapılan testler neticesinde çıkan sonuç Didem’in Tiroid kanseri olduğu teşhisiydi. Hastane doktorlarından Prof.Dr. A.K. tarafından belirtilen sonuçta Kanser Didem’in tüm boğazını sarmış ve ileri derecede olduğu belirtilmişti.08.11.2017. Prof. Dr. A.K. aynı zamanda Didem’in akciğerde metaztazların olduğunu ve bunların tedavisi içinde geç kalınmış olduğunu belirtti.

Aile beklenmedik şekilde ortaya çıkan bu sonuçtan psikolojik olarak son derece etkilendi ve bir yıkım süreci yaşadı. Çünkü Didem’in sürekli olarak takipleri yapılıyor ve daha önce bu konuda kendilerine hiçbir açıklama yapılmamıştı. Büdüş ailesi aynı zamanda çifte vatandaştı ve sağlık güvenceleri Fransa’da tedavi görebilmelerine de olanak tanıyordu. Baba Dinçer Büdüş daha önce kanser tedavisi gördüğünden dolayı bu sonuçtan şüphe etmiş ve Ankara’daki işini gücünü bırakarak tüm aile toplanıp 15.11.2017 tarihinde Fransa’ya kızlarının tedavisi için gitti.

Fransa’da Strabourg Devlet Hastanesinde yapılan patoloji incelemesinde Didem’in tiroid kanseri olmadığı ayrıca Prof.Dr. A.K’nin belirtmiş olduğu akciğerde metaztaz bulgusuna da rastlanmadığı tespit edildi. Yani Ankara’da özel bir hastanenin yapmış olduğu kanser teşhisi tümüyle yanlıştı. Üstelik bu Özel Üniversite hastanesi Ankara’da oldukça fazla hastası olan ve insanların güvendiği bir yerdi.

Korkunç durumun üzerinde yaratmış olduğu psikolojik buhramdan çıkan Baba Dinçer Büdüş teşhisin hatalı olması üzerine Prof.Dr. A.K.’nin yardımcısı Dr.A.P.’ye mail atarak hızlıca iletişime geçer. Yapılan mail yazışmalarda Didem hakkında konulan tiroid kanseri ve diğer teşhislerin tümüyle hatalı olduğu, yaşadıkları psikolojik yıkım süreci ve Fransa’daki teşhis hakkında bilgi verdi. Baba Dinçer Büdüş Türkiye’ye döndüklerinde hastane ve doktor hakkında hukuki süreci başlatacağını belirtmesi üzerine . Dr. A.P. babaya şu açıklamayı yapar.“Sonuçlar iyi çıktığına göre geçmişe bir sünger çekilebilir.”.

Yani insan hayatı bu kadar hafife alınmamalıydı. Oysa ki Türkiye’de hükümet özellikle sağlık alanında yapmış olduğu atılımlarla birlikte hastane ve doktorlara her türlü imkanı da sunuyordu. Üstelik doktorun teşhisi bir nezle ya da grip değildi. KIZINIZ KANSER denmişti. Bu sözün bir aileyi ne kadar yıpratabileceğini düşünebiliyor musunuz? Peki ailenin çifte vatandaşlığı olmasaydı durum ne olacaktı?

Aile Suç Duyurusunda Bulundu

Aile Didem’in Fransa’da tedavi sürecini tamamladıktan sonra hemen Ankara’ya döndü ve Prof.Dr. A.K. ve onun çalıştığı hastane hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Baba Dinçer Büdüş ile yaptığımız röportajda ise şunları söyledi:

“Daha önce kanser tedavisi gördüğüm için bir şeylerin ters gittiğini anlayıp kızımı Fransa’ya götürdüm. Fransa’da Didem’in kanser olmadığını ve patoloji sonucu olmadan bir vakaya kanser tanısı konulamayacağını söylediler. Türkiye’deki doktor ise tanı koymakla kalmayıp, akciğer metastazı olduğunu söyledi. Dr. A.K.’ye durumu bildirdiğimde  ‘Sonuç iyi çıktığına göre geçmişe sünger çekilebilir’ dedi.”

Şimdi tüm gözler Ankara’daki özel hastaneye çevrilirken akıllara da şu soru işaretini getirmiyor değil. Gözümüzden sakındığımız özel çocuklarımızı doktora üstelikte Profesör unvanı almış bir doktora götüremeyeceksek başka kime emanet edebiliriz.

Prof.A.K. gerekli tetkik ve incelemeleri yapmadan Didem Bedüş hakkında tiroid kanseri teşhisi koyabiliyorsa bu durum cezai sorumluluk kapsamında değerlendirilmesi gerekmez mi?

Özel hastane ise yaptığı açıklamada iddiaların asılsız olduğunu ve Prof.Dr.A.K’nin geçen hafta hastaneden ayrıldığını belirtti.

Mahkeme süreci devam ederken Prof.Dr. A.K ve Özel Hastane ile ilgili ne karar verileceği merak konusu. Bizde engellihaberler ekibi olarak durumu yakından takip etmeyi sürdüreceğiz.

Avukat Berkay ÖZTÜRK ailenin avukatı Gölbaşında davayı takip ediyor.